13 Kasım 2009 Cuma

İlk izlenimler!!!

Uzun bir süredir hayalini kurduğum Güney Amerika seyahatime, Kasım’ın 10’unda Ekvator’dan başladım. Marketten aldığım muzların üzerindeki Ekvator etiketlerini çıkarırken hiç aklıma gelmemişti, bir gün kalkıp bu muz cennetine geleceğim. Yani evet her zaman And Dağları’nın süslediği bu kıtayı ziyaret etmek, gezmek, koklamak, insanları ile tanışmak hayallerimi süslemiş olsa da, Ekvator’ a geleceğimi yine de düşünmemiştim. Şu anda başkent Quito’dayım ve Aralık’ın 15’ine kadar burada kalacağım. İlk iki gün bir şey yazamadım çünkü hem saat farkından dolayı biraz zorlandım, hem de 2.850 metre yükseklikde olan bu şehirde yorgunluk ve baş ağrısı gibi etkileri olan yükseklik hastalığına yakalandım. Biraz yavaş hareket edip alışmaya çalışıyorum. İlk günlerimi İspanyolca öğreneceğim okulu ayarlamaya ve uzun süreli kalabileceğim bir yer bulmaya ayırdım.

Havaalanında karmaşık bağlantılar sonucunda daha önceden tanışmış olduğum Ekvatorlu Maryvel karşıladı beni. Onun tavsiyesi üzerine Backpacker’s Inn isminde bir hostelde kalıyorum. İsveçreli Yoli’nin ve yakışıklı Ekvatorlu sevgilisi Bryan’ın işlettiği bir hostel burası ve Cumartesi gününe kadar da burada kalacağım. Daha sonra ise eğer odayı beğenirsem ve koşullarda anlaşabilirsek; Ekvatorlu ve İsveçli bir çiftle kalıp evlerini paylaşacağım.

Hostel sahibi Yoli her konuda çok yardımcı oluyor…. Hostele ilk geldiğimde her konuğuna yaptığı uyarılarda bulundu. Maalesef yola çıkmadan tahmin edemeyeceğimiz, her ülkeye özgü olan ve o ülkede bulunmadan bilemeyeceğimiz şeyler. Umarım bu blog Ekvator’a gelmeyi düşünenlere bu konuda bir rehber olur.… Saat 18.00’den sonra sokaklarda dolaşmak pek güvenli değil, tabii ki turistlerin takıldığı barlar ve restaurantlar var ve geç saatlere kadar açıklar ama her birinin önünde hem o işletmeye ait korumalar var hem askerler caddede geziyor hem de polisler ortalığı gözetliyor…. Tabii ki bu durumda kendimi daha güvende falan hissetmiyorum ve 2 dakikalık yürüme mesafesine bile taksi ile gitmek durumunda kalıyorum… Kamboçya için de benzer sokak soygunları hikayeleri dinlemiştim ama burada hostellerin iki adet demir kapısı var içeriye girinceye kadar…. Özellikle bu gezi için alınmış olan fotoğraf makinesini ise 2 kere kutusundan çıkarabildim ama her ikisinde de yanımdaki diğer gezginler-turistler hemen panik oldular ve çantama geri koydurdular makineyi… ya kendilerinin yaşadıkları ya da tanık oldukları birkaç hikaye anlattılar…. yani maalesef makinemi kullanabileceğimi zannetmiyorum…. Bir biçimde makineyi Türkiye’ye yollayacağım çünkü taşımanın bir anlamı yok ve yerine bir dijital makine koyana kadar da hem sizleri hem de ileride hatırlamak için kendimi buranın fotoğraflarından mahrum bırakmış olacağım…

Dün Maryvel’in iş yerine gittim hem de yürüyerek, bana tarif etmişti nasıl gidileceğini ve çekemediğim fotoğraflar ve sizlerle paylaşamadığım kareler için üzgünüm…. Biraz turistlerin ve backpacker’ların takıldıkları yerden çıkınca asıl şehrin dokusunu anlamaya başlıyor insan… Birkaç kere aynen Maryvel’i öğrettiği gibi arkamı kollayarak yürüdüm. O işini bitirdikten sonra beni buranın yerel pazarına götürdü, bütün o egzotik meyvelerin ve sebzelerin isimleri İspanyolca tek tek öğretti bana, basit cümleler içinde; çok iyi ve misafirperver birisi… Bir çok ortak noktamız var, en yakın zamanda birlikte bir şamana gideceğiz, işin o kısmını ise o deneyimden sonra yazarım sizlere. Zaten O gidecekmiş ben de hiç bu ritüeli kaçırır mıyım? İngilizcesi çok iyi değil ve benim İspanyolca dil sorununu sadece Maryvel’le değil bu kıtada insanlarla anlaşabilmem için bir an evvel çözmem gerekiyor. Tabii biz pazarda bayağı bir oyalandık çünkü ben önündeki güzel sepetlerde meyve ve sebze satmaya çalışan yerel giysileri içindeki köylü kadınların; kıyafetlerini, şapkalarını, yüzlerini ve sırtlarındaki ya da dizlerinin dibindeki güneş yanığı yüzlü çocuklarını seyretmekten kendimi alıkoyamadığım için geç saate kaldık. Dönüşte ise elektrik kesintisinden dolayı her yer karanlıktı ve Maryvel hostelin önünde taksiden inmeme izin vermedi. Sokakta tiplerini beğenmediği kişiler vardı ve O önce telefonla birisini çağırdı hostelden, o kişi dışarı çıktı iki demir kapıyı açarak, ben indim ve birlikte hostele girdik. Amacım kesinlikle sizleri korkutmak değil, zira ben bunları yaşıyor olduğum için geri dönecek değilim, bir çok kişi var aynı koşullar içinde seyahat eden, üstelik makinesini boynundan çaldırmış ya da cebinden cüzdanı yürütülmüş kimseler ama devam ediyorlar ve ben de hayalimi gerçekleştiriyor olmaktan dolayı çok mutluyum ve buranın kurallarına göre devam edeceğim yoluma.

Bugün 3. günüm ve ilk İspanyolca dersine bugün başlayacağım, büyük pazarlıklar ve araştırmalar sonucu saati 4.5 dolara ders ayarladım ve şimdiden zorunda kaldığım için zannedersem daha önceki İspanyolca öğrenme girişimlerinden bir sürü şey hatırlamaya ve kullanmaya başladım.

Hava gündüzleri 20-24 derece arasında değişiyor bayaa sıcak, akşamları ise 6-7 dereceye kadar düşüyor. Yakın zamanda yağmur mevsimi başlayacakmış, hatta geç kalmış ve şu anda her gün olan elektrik kesintisi ise yeterince barajlarında su olmadığı içinmiş. Herkes bir an evvel yağmur yağmasını ümit ediyor böyle devam ederse su problemi de yaşamaya başlayacaklarmış. Küresel ısınma yağmur ormanlarının bir kısmını barındıran Ekvator da bile işte böyle gösteriyor kendisini.

İlk gün bir salsa dersi bile aldım ve makinem ile çekilen yegane fotoğrafı da sizlerle paylaşıyorum. Quito’dan bildirmeye devam edeceğim. Sevgilerle!!!

2 yorum:

  1. Gülcan iyi olduğuna çok sevindiim..
    yazılarını merakla bekliyor olacagım
    have fun baby

    bym

    YanıtlaSil
  2. " Hola, soy una chica Turco y alles in Equador responde ; " Mi casa y su casa !.. " Gülci ...


    Gülcancım yukardaki anlatıma renk katacak anıların oluşmaya başlamıştır umarım .. İspanyolca derslerinle kısa sürede buradaki Türkçenden daha iyi aşamalar kaydedip daha renkli dostluklar kuracağından kuşkum yok. Hatta arkadaş enflasyonuna uğramandan bile korkuyorum ki buna itiraz edesi bir yapın yok allahtan.. ) Fotoğraf konusuna fazla takılma demek istiyorum bu aşamada. Kendini rahat hissettiği yerlerde ufak ufak çekersin.. No panic.. Salsa derslerinde advance derslere başladığında ben de katılıcaaam ! ... Latinos i salsas !.. Sen bir acemilik sınıfını atla da !.. )

    Şimdilik bol şanslar ve geçtiğin yollar güzel olsun güzelim ! ... Her " mi casa su casa " diyen chico ' lardan da uzak dur bu arada.. ))

    YanıtlaSil