15 Mart 2010 Pazartesi

Las Cascadas ve Sakinlik

Depremden sonra bir süre yolların açılmasını beklemem gerekti, ilk düşüncem Arjantin’e geçmekti ama aldığımız haberlere göre gitmek istediğim taraflarda çok hafif depremler olmuştu, hasar yoktu ve ben de şansımı denemeye karar verdim.

Önce Roberto’nun mutlaka görmen lazım dediği, anne ve babasının yaşadığı aynı zamanda Göller Bölgesi’nde bulunan Las Cascadas’a gittim. Normalde 9 saat süren yolculuk 16 saat sürdü çünkü bazı yollar kapanmıştı, bazı köprüler tamamen yıkılmıştı. Yol boyunca meydana gelen büyük hasarı gözlerimle görünce depremin ciddiyetini daha iyi anladım. Asfaltlarda oluşan yarıklar metreleri buluyordu. Geceyi Osorno’da geçirdim çünkü Las Cascadas’a gidecek araç bulamadım.


Ertesi gün kapım çalındı bir baktım, Roberto’nun kızkardeşi Alejandra gelmişti, beni merak etmişlerdi. Terminale kadar götürdü beni, şoföre anne ve babasının beni beklediğini ve evlerine bırakmasını rica etti. İnanılmaz bir biçimde ağırlanıyordum. Çok güzel dağ manzaraları içinde 1 saatlik bir yolculuk yaptım. Büyük hayvan çiftlikleri, çayırlarda otlayan hayvanlar, bacası tüten ve yeşillikler içindeki kocaman çiftlik evleri, çok hem de çok güzel bir yolculuk oldu.


Las Cascadas’a vardığımda ise Roberto’nun anne ve babası beni ellerinde çiçekle karşılamasınlar mı, sevimli, yaşlı, dünyalar tatlısı iki insan. İki katlı bir ahşap ev ve tabii ki bütün Göller Bölgesi ve Patagonya’da olduğu gibi bahçe içinde. Hatta annesinin sebze bahçesi bile var. 2 gün keyif yaptım burada ve Roberto’nun annesinin güzel yemeklerini, tartlarını yedim. Odamdan manzaram Volkan Osorno’nun heybetli görüntüsü ve yemyeşil bahçeleri idi ve öğleden sonraları Llanquihue Gölü (560 kilometrekare, Şili’nin en büyük ikinci gölü) etrafında yürüyüşler yaptım.


Bu bölgeye yıllar önce bir çok Alman gelip yerleşmiş, o yüzden birden insanların çehreleri değişti. Hemen hemen hepsi de hayvancılık yapıyorlarmış, artık tamamen Şilili olmuşlar ama yüzlerinden ya da vücut yapılarından Alman kökenli olanlar hemen anlaşılıyor.


Hiç ayrılmak istemedim buradan ama zaman daralıyordu ve ben de rotamı yine yıllar önce gelmiş, bir çok Alman’ın yerleşim yeri olan Puerto Varas’a çevirdim. Oldukça sakin bir yerleşim yeri, yine; Llanquihue Gölü kenarına kurulmuş olan bu şehirde Las Cascadas’dan farklı olarak insanlar göle giriyorlar, hatta güneşleniyorlardı. Hava bana göre göle girilemeyecek kadar soğuktu ama onlar için değildi anlaşılan, ben Akdenizli’yim bana ılık su lazım, güneş lazım suya girmek ve yüzmek için. Başka bir düzenli, temiz, sevimli Şili kenti, Alman mimarisi etkili bir çok iyi korunmuş eski yapılarıyla ve kibar insanları ile. Yine Osorno Dağı bütün heybeti ile şehri uzaktan seyrediyor. 2 sakin gün daha geçirdim fakat artık ülkenin adını çok duyduğum Chiloe Adası’na gitmek ve Happy Feet kadrosuyla tanışmak, penguenlerini görmek istiyordum, yola düştüm.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder